1. kestiğin parmağını görünce
    bir anne edasıyla ben
    hem kızıp, söylenip
    hem de yara bandı yapıştırabilirdim şefkatle.
    zira kolumdaki çanta
    çarşıdaki amcadan bir liraya aldığım
    ve yalnızca vicdanımı yapıştırdığım
    santavik bantlarla dolu.
  2. içimde kocaman bir ağlamak var
    kusup atamadığım
    duvarları tırnaklarımla kopartamadığım
    sinekliği yırtıp pencereden atlayamadığım
    havluları bileğime basar gibi ağlamak.
    orospuyla dertleşmek gibi
    aynadakine tükürmek gibi
    siyaha boyar gibi tüm kırmızıları
    ve bütün gözleri oyarcasına
    ve bir kemanın tellerine asmak bir cesedi
    uykudan boğularak uyanırcasına
    gün doğmadan
    ağlamak.
  3. cesedimi kapı önüne
    çöp niyetine bırakmak ve
    kapıcının onun çöpten bile saymaması kadar
    ağlamak.